Postcrossing ile Posta Kutusundaki Mutluluk

Merhaba! Nasılsınız? Umarım iyisinizdir! 

Ben yine farklı uğraşlar içerisindeyim ve size harika bir projeyle geldim: POSTCROSSING! 

Postcrossing.com, dünyanın dört bir yanından yüz binlerce üyesi bulunan ve üyelerinin kartpostal gönderip almalarını sağlayan bir site. Peki nasıl oluyor? Üye olduktan sonra "Send a postcard" butonuna basıyorsunuz ve size dünyanın herhangi bir yerinden rastgele bir kişinin profilini ve adresini veriyor. O kişinin profiline bakıp ona uygun olduğunu düşündüğünüz bir kart seçip, üstüne içinizden gelen birkaç cümle yazıp size verilen adrese yolluyorsunuz. Düzen ise şu şekilde sağlanıyor; her kart gönderimi için size verilen bir ID var, ülkenizin iki harfli kodu ve altı basamaklı bir rakamdan oluşuyor. TR-012345 gibi. Bu ID numarasını gönderdiğiniz karta yazıyorsunuz, alıcı kartı aldığı zaman sisteme bu ID numarasını giriyor ve kartın sizden geldiğini görüyor ve size küçük bir teşekkür mesajı yazıyor. 

İlk başladığınız dönemde en fazla 5 adres alma şansınız var. Attığınız kartlardan biri iletildiği zaman siz de kart atılacaklar listesine giriyorsunuz ayrıca bir tane daha kart atma şansınız oluyor. Attığınız kart sayısı arttıkça atabileceğiniz kart sayısı da giderek artıyor. 

Sadece kartpostal, pul ve postaneden kart atma masrafı var. Kart başına maksimum 5tl tutuyor. 

 Ben lise sondayken üye olmuştum. Kartları da satın almıştım ancak taşınma telaşı vs derken fırsat bulamamıştım. Hesabım silinmiş. Geçen ay yine aklıma geldi, tekrar üye oldum. 

İlk 5 hakkım için de adres aldım. Rusya'ya, Çek Cumhuriyeti'ne, Amerika'ya, Almanya'ya ve Hırvatistan'a birer kart attım. Rusya'ya attığım kart dışında hepsi üç hafta içinde iletildi. Gerçi Rusya'ya gönderdiğim karttan şüphelenmeye başladım artık adresimi yanlış yazdım acaba diye. Umarım ulaşır!

Kartınız iletildiği zaman "Hurray! Your postcard to .... arrived!" yazan bir mail alıyorsunuz, açtığınızda da alıcının cevabıyla karşılaşıyorsunuz. İlk mailimi aldığımda mutluluktan odamda oradan oraya zıpladım! İlk deneyimim olduğu için bu kadar sevindiğimi düşünmüştüm ama sonraki üç kart iletildiğinde de aynı şekilde sevinince bu kart değişim işini devamlı olarak yapmam gerektiğini anladım. 

Henüz hiç kart almadım. Zaten daha geçen hafta listeye girdim. Yurtta kaldığım için de Ispartadaki evin adresini yazdım. Profil ve adres bilgilerimde birkaç hata yaptığım için az kalsın hesabımı tehlikeye atıyordum. (Gerçi emin değilim listeye girdiğimden de! Önümüzdeki haftalarda öğreneceğiz.)

Yazmayı sevdiğim için kartları hazırlarken özeniyorum. Önce kime hangi kartı göndereceğimi seçiyorum. Sonra defterime kişinin profilinde paylaştığı özelliklerinden notlar alıyorum ve adresini yazıyorum. Sonra da karta yazmak istediklerimin taslağını oluşturup daha sonra karta yazıyorum. İngilizce yazmaya alışkın olmadığım için hatalı yazabiliyorum ama çok önemsemezler diye düşünüyorum. 

Birçok kişi profilinde ne tarz kartlar tercih ettiğinden bahsetmiş. (Aslında bunu yapmak yasakmış, yazdığınız zaman uyarı mesajı geliyor!) Ayrıca bazı üyeler karta yazılanları da önemsediklerini ve en azından bir gününüzün nasıl geçtiğinden bahsetmenizi istemişler profillerinde. Kendi dilinizde birkaç kelime yazmanızı isteyenler de var.

Şuana kadar tam sekiz kart yazdım. Sadece bir tanesinde ne yazacağımı bilemedim. Aslında tıkanır kalırım ne yazacağımı şaşırırım diyordum ama fotoğraflara bakarsanız anlayacaksınız, kartların her bir köşesini doldurdum! Almanya'ya giden kartıma 9. sınıfta Almanya'ya gittiğimi anlattım, Finlandiya'ya giden karta ergenliğimde dinlediğim Fin Rock grubundan bahsettim, Amerikalı yoga tutkunu bir üyeye atacağım karta da yoga deneyimlerinden kesitler yazdım. (Yoga yapan minik bir çöpten Şeyma bile çizdim) Aslında başlayınca devamı geliyor. Zaten birçok kişi profilinde size yardımcı olacak şeyler yazmış. İhtiyacınız olan tek şey başlamak.

Kartlarım iletilir iletilmez yeni dört adres daha aldım. Çin'e, Finlandiya'ya, Amerika'ya ve Almanya'ya gidecekler. Rusya'ya gönderdiğim kart iletilmediği için henüz beşinci hakkımı kullanamıyorum. Finlandiya, Amerika ve Almanya'ya gidecek kartları bugün yazdım. (Yazının en üstündeki fotoğraf bugünden, bu paragrafın üstündeki fotoğraftakiler ise ilk 5 kartım) Çin' gidecek olanı yazamadım çünkü ona uygun kart bulamadım henüz. Her zaman istediklerimi gibi kart bulunmuyor. Mesela ilk kartlarımdan birinde üye, taşlarla ilgilendiğini yazmıştı. Profilinde de çeşit çeşit taş türü yazmıştı ama ben taşlı kart bulamadım ve ona Peri Bacaları'nın olduğu bir kart atıp bulabildiğimin en iyisinin o olduğunu yazdım. İdare etsin artık! :)

Postcrossing'de bir de haritanız var. Benim henüz dört kartım iletildiği için sadece dört çizgim var. Dört kartım toplamda 14,714 km yol katetmişler. Postcrossing'de istatistikler de insanı hayretlere düşürüyor. Proje başladığından beri tam 32,891,045 kart atılmış ve bu kartlar toplamda 166,464.450.888 km yol katetmiş! Bu mesafe, Ay'a 216,513 defa gidip gelmek, Güneş' 556 defa gidip gelmek veya Dünya'nın etrafında 4,153,822 kez tur atmak demek!! Düşünebiliyor musunuz?

Türkiye'den yalnızca 7,300 üyesi var ve ülkemiz üye sayısı sıralamasında 20.sırada. Aslında o üye sayısını gördükten sonra bu yazıyı yazmaya karar verdim. Bence bu mutluluğu daha çok kişi yaşamalı. Artık kimse mektuplaşmıyor, kart atmıyor. Her şey mesaj olmuş mail olmuş. Kağıda dokunan, eline kalem alan insan çok az. Ama ben şöyle düşünüyorum; Kağıt ve kalemin yerini hiçbir şey tutmaz! 

Ben ilkokuldayken kuzenlerim Meltem, Nurhan ve Elvan Ablam bana kart atarlardı. doğum günlerinde, bayramlarda, yılbaşında vs. okuldan geldiğimde posta kutusunda rengarenk bir kartın durduğunu görünce mutlu olur merdivenleri koşarak çıkar eve gidince hemen okurdum. Bakalım yabancılardan gelen kartlar neler hissettirecek! Ve en önemlisi kartpostal koleksiyonum ne kadar geniş olacak! <3

Bence postcrossing'e bir şans verin, hatta hemen şimdi gidip üye olun! 

Sevgiler!...

Okul değiştirme serüvenim ve Kastamonu'daki yeni düzenimi anlattığım yazımı hala okumadıysanız buraya tıklayarak yazıya ulaşabilirsiniz!