Lefkosa ve Kıbrıs Evleri

Heyoo!! Biz yine gezdik, ben yine bol bol fotoğraf çektim :)

Ve evet tabiki ilk sıraya kendi fotoğrafımı koyacağım!

Uzun zamandır çıkıp Kıbrıs evlerini ve Rum sınırındaki yerleri fotoğraflamak istiyordum. Geçen gün ev arkadaşımla beraber çıkıp hem dolaştık hem de bol bol fotoğraf çektik. 

Ayrıca ev arkadaşım uzun zamandır kumpir yemek istiyordu, önce Dereboyu'na gittik, Vabi'de kumpirimizi yedik. Hayatımda bu kadar dolu kumpir görmemiştim. Güzeldi ama ben pek sevmiyorum kumpiri, herkes bayılıyor. Sevmeyen tek ben miyim sayın okuyucular?

Evler genelde müstakil, apartmanlar da en fazla dört katlı. Zaten nüfus az olunca ada küçük olmasına rağmen yer sıkıntısı çekmiyorlar. Evlerin hepsi birbirinden sevimli. Özellikle bazıları var ki kapılarına pencerelerine bile hayran kalıyorsunuz. 

Belki güzel bulmayanlar olur ama ben simetri takıntılı ve minimalist bir insan olarak bayıldım!

Evin panjurlarının, çatısının ve çiçeklerin uyumunu çok beğendim. Muhtemelen fotoğraflamak için pek doğru bir açı değildi ama ikinci kat olunca elden pek bir şey gelmiyor.

Dipnot: Ev fotoğrafı çekerken evdekiler etrafta mı bakmayı ihmal etmeyin, o gün dört beş defa yakalandık da biz :)

Pandora's. Çok hoş değil mi? Burası ev değil mağaza da değil cafe de değil. Hepsinin karışımı sanırım, biz de pek anlayamadık ama çok hoşumuza gitti. Kapısının camından yansımam gözükmesin diye çok uğraştım, bakalım beni görebilecek misiniz fotoğrafta? :)

Rengiyle, deseniyle, minicik bir köşeye sıkışmış haliyle burayı çok beğendim. 

Daha önce böyle takım kapı-pencere görmemiştim, çok hoşuma gitti. 

10 numara olmuş :)

Burası da eskiden kreşmiş sanırım. Duvarlardaki boyamaları çok beğendik :)

Bu ve daha sonraki fotoğraflar Surlariçi'nden. Yani Türk-Rum sınırından. 

İnstagramda duvar çizimlerini çekenleri görür imrenirdim. Bunu görünce çok sevindim, fotoğrafı da çok beğendim ama kare şeklinde olmayınca instagrama koyamadım. (İnstagramın bu yönünü hiç sevmiyorum)

Burası Büyük Han'ın orada bir ara sokağa kurulmuş bir kafenin arkası. Su tankını eğlenceli göstermeye çalışmışlar, çok da başarılı olmuş. Bu tankın yanında da tuvaletleri vardı. Muhtemelen görebileceğiniz en sevimli tuvalet, aşağıda da onun fotosu var;

Tuvaletin üstündeki su tankına da balık ve deniz çizmişler. Gerçekten çok sevimli olmuş!

Mor kalp içindeki barış sembolüne de dikkatinizi çekerim ;)

Surlariçinde birçok kedi var! Her yer kedi! Birçok kez fotoğraflamaya çalıştım ama hiçbiri dönüp bakmamışken yukarıdaki kedicik umursamaz tavırlarına rağmen poz verdi.

DipNot: Ben de şuan fark ettim ama kedinin tüyleri turuncu-siyah çok hoş değil mi?

St Sophia Kilisesi

Fotoğrafta kilisenin kapısının hemen üstü var.

Binayla ilgili en güzel şey kapının üstündeki bu kat kat desenlerdi. 

Gerçekten göz kamaştırıcı ve insan hayran kalıyor.

Taşa oyulmuş melekler, en ortada da İsa ve haç.

Bir duvara Lefkoşadaki tarihi yerleri yazıp çizmişler. Aslında biz Büyük Han'ı gezme amacıyla çıkmıştık ama pazar günü olduğu için kapalıydı. Tekrar gideceğim mutlaka! Venedik Sütununu da merak ediyorum.

Burası aslında bir siyasi partinin binası. İnsan şaşırıyor, değil mi?

Aşağıdaki fotoğrafta o kapının önündeki zemin :)

 #ihavethisthingwithfloors :)

Gezdik dolaştık haliyle yorulduk. Evimizin yakınında Cookies adlı bir cafe var. Pastaları çok güzel. Oreolu Cheesecake yaptıklarını duymuştuk ve herkes çok övüyordu. Benim de canım günlerdir tatlı çekiyordu dönüşte oraya uğradık ve bayıldık! 

Ne oreo gibi ağır bir tadı var ne de cheesecake'lerdeki yoğun tat yok. Çok hafif, ağızda dağılan enfes bir tadı var. 

Yolunuz Kıbrıs'a düşerse mutlaka bunu da deneyin :)

Bol fotoğraflı bir yazının daha sonuna geldik. Umarım fotoğrafları beğenmişsinizdir, bu konuda tavsiyeleriniz varsa paylaşırsanız çok sevinirim. Fotoğraf konusunda kendimi geliştirmeyi çok istiyorum. Şimdilik hoşçakalın :) 

Dipnot: Bir sonraki yazım da Girne'den olabilir belki :)